Atatürk Üniversitesinde “İklim Değişikliği ve Eş” mevzulu siyasal gerçekleştirildi.

Mühendislik Fakültesi, Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırı Merkezi ile Mekân Sorunları Uygulama ve Araştırı Merkezi işbirliğinde üniversitenin 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda planlı panel, istinkâf etmek duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Akademisyen Prof. Dr. Zeynep Muazzez, panelde, Mürekkep Milletler (BM) aracılığıyla ilk defa 1987’de sürdürülebilirlik kavramının ortaya atıldığını, aradan güzeşte 28 almanak süreçte dünya devletlerinin bu konuda ongun ayrımsız sınav veremediğini belirterek, BM’nin 2015’te sürdürülebilir kalkınma için gene 2030’a kadar yeni bire bir gaye koyduğunu söyledi.

Yoksulluğun ortadan kaldırılması, açlığın sonlandırılması, zinde bire bir dirim ve adil tıpkı eğitimin önceki 4 hedefi oluşturduğunu dile getiren Eren, “5’inci tam ise toplumsal eşey eşitliği kavramı yer almaktadır. Içtimai cinsiyetimiz yani toplumdaki sorumluluklarımız, ödevlerimiz ve gelişigüzel toplumdaki eş ile ayvaz üzere fiyat standartlarda olmamaktadır. Birleşmiş Milletlerin raporları halen hiçbir ülkenin aşağı içtimai cinslik eşitliğine erişemediğini göstermektedir.” dedi.

“En çokça kadın ve kız çocukları etkilenmektedir”

Dünyanın dokuz canlı çok ülkesinde kadınların halen ocak içi hizmet, eşya, yakıt ve su temini konusunda orantısız tıpkısı gravite üstlendiğini vurgulayan Eren, şunları kaydetti:

“Dünyada tarımsal üretimin yüzde 45 ile 80 ortada kadınlar yoluyla yapılmaktadır. Dolayısıyla iklim değişikliğinin yarattığı kuraklık, ölçüsüz yağışlar kabilinden tehditler ekincilik sektörünü etkilediğinde bundan en çokça etkilenecek gruplar kadınlar olacaktır. İklim değişikliğinin yıkmacı sonuçlarından arz haddinden fazla geçimini tarım, efsanevi, balıkçılık kabilinden sürdürülebilirliğini, ekosistemlerin sağlığına ilişkin olan sektörlerde çalışanların başından gelen kadınlar etkilenmektedir. İklim değişikliğinin getirdiği sunu mefret sorunlardan biri kırsalda azalan istihdam kaybı cihetiyle kentlere göçlerin artmasıdır. Göçlerde tekrar sunma haddinden fazla karı ve kız çocukları etkilenmektedir. İklim değişikliği çalışmalarında huy tamamıyla ve sürdürülebilirlik analizör üretmede kadınların hep bildirme ön safta düzlük aldığını birlikte görmekteyiz.”

Aziziye Belediye Reisi Muhammed Cevdet Orhan da kadının kendilerinde bir seks namına ifade edilmediğini, kadının bireyi, aileyi ve toplumu ifade ettiğini belirtti.

“Kadın, bizlerin üstünde yaşadığımız coğrafyanın az daha bilcümle yükünü aşkla, zevkle ve sevdayla omuzlarında haiz esas direğimiz, temel yüreğimiz ve bittabi temel fikrimizdir.” diyen Orhan, iklim krizinin benzeri kabus üzere karşılarında durduğunu söyledi.

“Bizler ongun bire bir imtihan veremedik”

Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzelce ise dünyada aheste anlamda global ısınma ve iklim değişikliği bulunduğunu, iklim değişikliği içerisinde sosyal hesaplı değişimler, coğrafi ve fiziki olumsuzluklar meydana gelebileceğini kaydetti.

İnsanların rahatı üzere yapmış oldukları beşeri faaliyetlerle tabiatın dengesini bozduğunu anlatan Evire Çevire, “Bizler dolgunca benzeri sınav veremedik. Ser gazları denilen gazlar münasebetiyle küresel ısınmaya faktör olduk. Bunun faturasını gittikçe ati nesiller ihtimal ödeyecek ama bizler şimdiden tedarik alıp önlemlerimizi sıralamak mecburiyetindeyiz.” diye niteleyerek konuştu.

Kasaba Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zeynep Ceylan’ın moderatörlüğündeki siyasal, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Aplikasyon ve Araştırı Merkezi Umumi Heyet Üyesi Üyesi Prof. Dr. Kasıt Türkeş, Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Dünkü, Erzurum Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Şehremaneti Sedir Üyesi Avukat Eksper Arabulucu Bilge Bahtiyar Hakim, Erzurum İl Esenlik Müdürlüğünden Uzman Dr. Edanur Köyceğiz’in sunumlarıyla devam etti.