Tulum imalat ustası 30 yıldır mesleğini ati nesillere aktarıyor

Rize’de somut sıfır kültürel bırakıt sanatçısı Süleyman Serin, 30 yıldır gâvur derisi ve şimşir kullanarak yaptığı tulumu ati nesillere aktarmaya çalışıyor.

Rize’nin Ardeşen ilçesinde ateş parçası 58 yaşındaki Süleyman Serin, 17 sene aşçılık yaptı. Bu dönemde bölgedeki düğünlerde saz çalan Serin, Neşet Ertaş’a olan saygısı dolayısıyla çocuklarına Neşet ve Ertaş ismini koydu.

Yöre kültürünün yaşatılması için gayda çalmayı öğrenen Serin, 1992 yılında Rize’nin Ardeşen ilçesinde tulum atölyesi kurdu.

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Ahali Terbiye Merkezleri bünyesinde açılan kurslarda tulum yapımı ve tulum ter konusunda yetişek veren Serin, bu sürede binin üstünde kişiye gayda çalmayı, 20 kişiye gayda yapımını öğretti.

Ekin ve Turizm Bakanlığından gayda yapımı hars sanatçısı ve mahirane çalıştırıcı belgesini kayran Serin, mutluluk genelinde düzenlenen fuar ve festivallere katılarak sanatını tanıtmayı sürdürüyor.

Serin, Kovid-19 salgını sürecinin peşi sıra atölyesini, ilçeye tutkun Dikkaya köyünde kendisine ilgili serendere taşıdı. Burada imalatına bitmeme eden Serin, bölgeyi ziyarete mevrut misafirlere dahi tulum çalmayı öğretiyor.

Serin, direngen derisi ve şimşir kullanarak el işçiliğiyle yaptığı tulumu yaklaşık benzeri ayda tamamlarken dar içinin yanında güçlükle dışına da gayda satıyor.

“Dolaşma geçtikçe değeri kalan aynı çalgı aleti”

Serin, AA muhabirine, bölgede kaynaşmayı sağlayıcı ortak firez mirası tulumun çokça derece gördüğünü söyledi.

Geçmişten bugüne bayramlarda, düğünlerde, askere giderken, savaşa giderken tulum çalındığını belirten Serin, tulum çalmayı öğrenmek talip kişilerin ilk ilk sipsi, çibun üzere kavala benzeyen nefesli çalgıları öğrenmesi gerektiğini anlattı.

Serin, teknolojik gelişmelere karşın tulumun popülaritesini devam ettirdiğini kaydederek, “Dönem geçtikçe değeri artan tıpkı enstrüman. Serencam zamanlarda turizme birlikte katkısı var. Değme gelen misafiri tulum ile karşılayıp gezdiriyoruz. Onlar üzere üstelik ayrımlı bir yol. Bir zamanda servet kazanma cebi olan benzeri çalgı. Fehva yerindeyse bacasız bire bir fabrika.” dedi.

Tulumun anne maddesinin zeker ve direngen derisi olduğunu aktaran Serin, “Direngen derisini çıkarıyoruz. Benzeri maaş sepileme dönemi var. Tüyünü alıp tabaklayıp kurutuyoruz. Henüz sonraları deriyi yağlıyoruz. Ince tıpkı aşamadan geçiyor. Gayda niteliksiz olmuyor, bir gayda bire bir mahiye sürede çıkıyor. Print tıpkı çalgı amma gür tıpkı tulumu ömrünce koruyan var.” ifadelerini kullandı.

Serin, uzun yıllardır eğitim verdiğini belirterek, “Bölgede 16 tulum ile oynayabilen folklor ekibi yetiştirdim. Ahali Eğitimde gayda ter kursları açtım. Bölgede 3-4 sefer gayda yarışmaları yaptık. Telefonuma mukayyet binin üzerinde birebir benim yetiştirdiğim çoluk çocuk var ama eksiksiz sayısını bilemiyorum.” diye konuştu.

“Tulum dünyanın rastgele yanında tanınır bire bir patırtılı oldu”

Ürettiği tulumları dünyanın benzeri çok bölgesine sattığını ifade fail Serin, “Tulum dünyanın seçme yanı sıra tanınır bire bir ses oldu. Hele Britanya, Fransa’nın Breton bölgesinde tuluma mail çalgı aleti var. O bölgelere ürettiğim tulumlardan sattım. İskoçlara sattım. Yaptığım tulumları Almanya, Yunanistan ve Bulgaristan’a sattım.” dedi.

Serin, tulumun esas adının “Guda” olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

“Tulumun beş parça ilkel yapısı olan sesi var. Dünyada tek enstrümanda namevcut. Dünyadaki enstrümanlarda yedi ses mevcuttur. Gayda tamamen barbar, kendine özgü bire bir düzeni olan müzik. Kaç almanak benzeri çalgı olduğu bilinmiyor. Aynı taraftan ticaretini yaparken benzeri taraftan dahi yıpranmamış nesillere öğretmeye çalışıyorum.”

Içtimai medyayla alay malay tulumun popülerliğinin arttığına değinen Serin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bütün teknolojik gelişmelere rağmen yardımcı tek enstrümana ihtiyacı olmayan benzeri enstrüman. Sese lüzumlu bulunmayan, 300-500 sevimli bir anda oynayabilir. Elektronik cihazlar lazım değil. Biricik başına hükümdar. Seçme şeyin elektrosunu yaptılar, tulumun da denediler ama tulumun otantik sesini vermiyor. Bağlamanın elektrosu dinleniyor amma tulumun elektroniğini, tulumu seven kayırıcı dinlemez.”

İstanbul’dan Rize’ye tatile gelen Ahmet Katı Coşkun ise tulumun sesini çok sevdiğini ve kendisinin da sipsi ile tulum çalabilmek üzere denemeler yaptığını söyledi.

Başlangıçta edisyon olduğunu tamlayan Ateşli, “Ustasından öğrenmeye işlemek işimizi kolaylaştırabilir. yavaş yavaş öğrenmeye çalışıyoruz. Nefesimiz yeterli amma pus pratiği çokça yetişkin. Tığ birlikte ameliye yapmaya mücahede ediyoruz.” diye konuştu.

Share: