ZONGULDAK – Kent stresinden kaçan çift, dededen kalma arazide aronya yetiştiriyor

İstanbul’de çalışırken site stresinden bunalan Yunus Emre ve Ebru Topal çifti, yerleştikleri Zonguldak’ta dededen kalma işsiz araziyi kullanılabilir arkaç getirip aronya yetiştirerek hem dirimlik elde ediyor hem de rahat bire bir maltalık sürüyor.

İstanbul’üstelik peyzaj teknikeri namına çalışan 30 yaşındaki Yunus Emre Topal ile hoca yerine görev yapan 29 yaşındaki eşi Ebru Topal, kentin kalabalığından ve stresinden oflaya puflaya tarımla ilgilenmeye karar verdi.

Yaklaşık 3 yıl ilk Devrek ilçesine merbut Eveyikli köyüne yerleşen koşa, burada deden kalma tembel araziyi tarıma elverişli ağıl getirerek, tıbbi aromatik nebatat beyninde meydan alan ve “süper yemiş” kendisine bile aşina aronya iaşe etmek amacıyla kolları sıvadı.

İlk zamanlarda çevrelerinden suratsız tepkilerle karşılaşmalarına karşın kararlarından vazgeçmeyen koşa, Tarım ve Orman Bakanlığının fide desteğiyle aronya yetiştirmeye başladı.

Kısa zamanda elde ettikleri ürünlerle çevrelerindekilerin takdirini toplayan çift, aynı zamanda marmelatı ve sonuç suyu yapılan, şekerli türlerinde üstelik mergup meyvenin satışını yaparak ülkenin dört bir yanına gönderiyor.

“Tarımda yenilikçi görünmek gerekiyor”

Yunus Emre Topal, AA muhabirine, bu işe başlama kararını 2018’bile verdiklerini, ayrımsız sene sonra birlikte süreci hızlandırdıklarını söyledi.

Zonguldak’a gelerek dededen kalma atıl araziyi kullandıklarını anlatan Topal, “Köye geldiğimizde yer elem durumdaydı. Yıllardır ekilmiyordu. 45 yıldır sürülmeyen, ekilmeyen, biçilmeyen arazileri temizleyip tarıma kazandırdık. 2019 yılında evvel fidanlarımızı diktik. Bire Bir sene sonradan diktiğimiz ürünlerden mahsul aldık. Bu bizleri imdi heyecanlandırdı. Şu zaman üzere 25 dekar alanda üretim yapıyoruz.” diye niteleyerek konuştu.

Topal, yeryüzü balaban destekçisinin eşi olduğunu belirterek, şöyle bitmeme etti:

“Biz da iri şehirde yaşıyorduk ancak son dönemde artan gidiş geliş, ruhsal gerilim, hareket problemleri zımnında memlekete dönüp mülhak zer mahsulat yapıp ekonomiye bir faydamız olsun istedik. Böylece üretime bidayet kararı aldık.

Katma değeri faziletli mahsulat açmak gerekiyor. Tarımda yenilikçi tutmak gerekiyor. Bizler bunu yaparak bu başarıyı elde ettiğimizi düşünüyoruz. İl ve kaymakamlık müdürlüklerimizin bunlarla ilgili destekleri bulunan. Bu kanallar marifetiyle üstelik ayrımsız yön çizip bu anlamda tarıma taraf verebilirler.”

Sabık yıl çok kâm aldıklarını nâkil Topal, “Esasta bizim üzere fena hâlde oldu amma ürünümüz yetmedi. Bu sene tahminî 1,5 ton civarında pazarlamamız oldu. Hakkari’den Tekirdağ’a yapıt gönderdik. Antalya’ya, İzmir’e, Sivas’a, Konya’ya, Karadeniz’in neredeyse göndermediğimiz tek ili kalmadı. Önümüzdeki sezonlarda bununla ait tesisleşme uğrunda birlikte çalışmalarımız bulunan. İnşallah bölgemiz ve yöremiz açısından haddinden fazla daha adamakıllı olacak. Bizim buna inancımız tam.” ifadelerini kullandı.

Topal, bu işe başlarken çevrelerinden damarlı tepkiler aldıklarını dile getirerek, “İşinizi gücünüzü bıraktınız, illet tarım? Çok gençsiniz.’ kadar eleştirilere maruz kaldık. Bunu bu yıl tekmil anlamıyla pozitife çevirdik. İnsanlar akıllıca yolda olduğumuzu anlayarak şu dakika bize zevalsiz şekilde bindi sağlıyorlar.” açıklamasında bulundu.

Ürünün, devir geçtikçe henüz bereketli yerlerde olacağına inandığını vurgulayan Topal, bu işi tahsis etmek isteyenlerin düzenlenen tıpkısı şekilde debi etmeleri durumunda kalburüstü olacaklarını sözlerine ekledi.

Share: