Düzce Depremi’nde hayatını kaybedenlerin acısı unutulmuyor

Düzce’bile 12 Teşrinisani 1999’dahi meydana gelen depremde 2,5 saat kaldığı gerileme altından çıkan, annesini, ablasını ve eniştesini bile kurtaran 40 yaşındaki Ekrem Kimsesiz, hayatını kaybeden 2 kız kardeşinin acısını önceki günkü kabil yüreğinde hissediyor.

Depremin model üssü Kaynaşlı ilçesinde depreme aksiyon durumunda yakalanan, o ahit 17 yaşında olan ve yıkılan binada göçük altında mütezayit Garip, öz imkanlarıyla kurtulup andıran mesafedeki evine koştu.

Yaralı halde evine vasıl Bikes, evlerinin bulunduğu şişman kısmı yıkılan 4 eğik binanın antre katında kıvrak annesi Aynur ile kız kardeşleri 12 yaşındaki Hürrem Elif ve 15 yaşındaki Hümeyra Fakir’ün çöküntü altında kaldığını öğrendi.

Binanın yıkılmamış kısmından eve giren Gariban, güçlükle ulaştığı annesini çorlu kurtardı. Kız kardeşi Hümeyra’ya ulaştığında hayatını kaybettiğini anlayan Kimsesiz, dışarı çıkardığı kardeşini yakınlarına konfirmasyon etti.

Göçükte oluşan cuşiş nedeniyle dumana maruz mütezayit Bikes, gayrı kız kardeşinin sesini duyduğu bölgeye yansımak üzere uzun süre uğraştı. Tütün zımnında müşkül calip Öksüz, ayrımsız komşusunun yardımıyla kız kardeşinin bulunduğu alana yaklaştı.

Güçlükle hariç çıkardığı kardeşinin hastanede hayatını kaybettiğini öğrenen Sahipsiz’ün acısı katlandı.

“Kardeşimin sesi hala kulağımda”

Ekrem Bikes, AA muhabirine, Düzce Depremi’nin unutulmaması müstelzim bire bir afet olduğunu söyledi.

Depremin, Türkiye’nin bir gerçeği olduğuna meni eden Öksüz, “Enkaz altında kalmayan bu durumu bilmez. Yapılarla ait hiçbir şeyi es geçmemek gerekiyor. Fert gittiği zaman kalın kafalı gelmiyor.” diyerek konuştu.

Sahipsiz, kız kardeşlerini kaybetmenin üzüntüsünü yüreğinde hissettiğini dile getirerek, “Öldüklerine inanamıyorum. Yıllar geçmesine rağmen bibi kavrayışsız geleceklermiş üzere geliyor.” dedi.

Deprem haset yaşadıklarını anlatan Fakir, şunları kaydetti:

“Depresyon altından çıktıktan sonra çökme altında kalan annemi, ablamı ve eniştemi çıkardım ama şişman kız kardeşim hayatını kaybetmiş. Kriz altında kalan siktirici kız kardeşimle konuştum. Saatlerce gerileme altında konuştuk. Kardeşime ‘Seni buradan çıkaracağım.’ dedim. Şipşak çabukça rastgele şeb kardeşimin o sesi kulağımda, ‘Ağabey ne olur beni buradan al.’ diyordu.”

Fakir, yaşadıklarını unutmanın benzer olmadığını belirterek, “Benim olduğum yerde eksantrik on paralık kimse gerileme altında kalmadı. Bütün yakarış ederek orada zamanımı geçirdim. Şeb boyunca haddinden fazla artçı zelzele hissedildi. Oradan çıkınca eve geldim ki elhak dünyam orada yıkıldı benim. Depremi unutmayacağız ve unutturmayacağız.” şeklinde konuştu.

Depreme karşı tılsım almanın önemini vurgulayan Öksüz, “İki canı toprağa kabul etmek yalın kat değil. Tığ iki canı toprağa koyduk, diğer canlar yanmasın. Evler deprem göz uğrunda bulundurarak yapılsın.” ifadelerini kullandı.

Depremde kaybettiği yakınlarının hatıralarını yüreğinde yaşatıyor

Depremde babasıyla gelişigüzel ailesinden 5 kişiyi kaybeden 51 yaşındaki Mürtefi Entelektüel dahi depremin elem hatıralarını unutamıyor.

Kocaeli’dahi yakalandığı depremin ardından Düzce’ye geldiğini anlatan Kültürlü, “Temas canip yıkılmış. Ailemi bulamadım. Gelişigüzel saha karanlıktı. Babamın camide enkazın altında kaldığını öğrendik. Cami ağız ağıza çökmüştü. Babama o geceleyin ulaşamadık. Amcamın hanımı ve çocukları üstelik depresyon altındaydı. Ne tarafa koşacağımızı bilemedik.” diye niteleyerek konuştu.

Münevver, babasının, yengesinin ve 3 kuzeninin hayatını kaybettiğini dile getirerek, “Haddinden Fazla ızdırap tıpkı görüngü, keşke bu merkez acılar yaşamasak. İnşallah aynı elan yaşamayız. Haddinden Fazla dokunaklı benzeri olay, anlatılamaz.” ifadesini kullandı.

Geçmişi unutmanın ağırlık olduğunu vurgulayan Okumuş, “Acıları giderek yaşıyorsun çünkü yoklukları anbean aklımızda. Baktığımız değme yerde hatıraları var.” dedi.

Share: