KARADENİZ’de Kalaba, Sinop, Samsun ve Giresun açıklarında bilgi insanlarınca 3 yıldır sürdürülen deniz altı araştırmalarında, asıl yurdu Büyük Okyanus olan ‘Pasifik istiridyesi’ istilası tespit edildi. Deniz ticareti yapılan gemilerle bölgeye geldiği belirlenen istiridyelerin, bahir salyangozunun arkası sıra çöken karaca midye yataklarını kapladığı belirlendi. Kalaba Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Görgülü, “İstiridyelerin 10 sene içinde birçok yeri istila edeceğini düşünüyorum” dedi.
Kalabalık Üniversitesi Fatsa Bahir Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü akademisyen Prof. Dr. Mehmet Kültürlü ve ekibi, 3 sene süresince Kalabalık, Sinop, Samsun ve Giresun açıklarında akarsu altında araştırmalar yaptı. Bahir altı çalışmalarında anne yurdu Büyük Okyanus olan ‘Pasifik istiridyesi’ istilası tespit edildi. Deniz ticareti yapılan gemilerle bölgeye geldiği saptanan istiridyelerle ilgilendiren TÜBİTAK marifetiyle desteklenen araştırma projesi hazırlandı. Projede, Karadeniz’üstelik yürütülecek çalışmayla istiridyelerin yayılım alanları ve etkileri belirlenecek.
’10 YILDA BİRÇOK YERİ KAPLAYACAK’Prof. Dr. Mehmet Vazıh, istiridyenin, denizcilik faaliyetleri sonrası Karadeniz’e geldiğinin hesap edildiğini belirterek, “Karadeniz’birlikte akıbet biraz yıldır Pasifik istiridyesi girmiş bulunmakta ve bu şu anda Karadeniz’i istila etmeye başladı. Yapmış olduğumuz çalışmalarda bölgede deniz ticaretiyle denizcilik aktivitesiyle Pasifik istiridyelerinin yayıldığını düşünüyoruz. Bu kapsamda değerlendirdiğimiz ant daha çok liman bölgelerinde degaje olduğunu belirleme ettik. Onun haricinde doğal ortamlara bile yayıldığı ve ağırbaşlı oranda tenasül gösterdiği belirlenmiştir. Hem nazik istiridyeler hem üstelik bala istiridyelerin olması, bu bölgede çok aceleci bir şekilde üreme kapasitesi gösterdiğini ve bu bölgede ürediğini göstermektedir. Benim düşüncem mail gelecekte ihtimal 10 sene içerisinde birçok yeri kaplayacağını ve bürüme edeceğini düşünüyorum” dedi.’KARA MİDYELERİN BOŞALTTIĞI ALANLARI DOLDURDU’Prof. Dr. Münevver, istiridyelerle ilişkin, “Normal şartlarda bizim bu kayalık kısımlarda Akdeniz midyesi okkalı adına kaplıydı. Fakat deniz salyangozunun Karadeniz’i işgal etmesinden sonra yağız midye yataklarını olduğu üzere çökertti. Bu ahcar, yapılar suyun altında yağır pozisyona geldi. Esmer midyelerin boşaltmış olduğu alanları istiridyelerin çok çabuk benzeri şekilde doldurduğunu belirleme ettik. Hastalık taşıyıp taşımadığını bilmiyoruz. Eğer çor taşımıyorsa bu istiridyelerin Karadeniz ekosistemine müfit olabileceğini düşünüyorum” diyerek konuştu. ‘EKONOMİK DEĞERİ VE ET ORANI HADDINDEN FAZLA YÜKSEK’Şekilsiz taş üzere yapıya sahip istiridyenin ekonomik değerinin erdemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kültürlü, “Pasifik istiridyesi dünyada bildirme haddinden fazla üretilen istiridyedir. Koşa kabukludur. İspanyollar, İtalyanlar, Fransızlar, Akdeniz’de da çokça kısık oradan kültürünü yapmaktalar. Bu haddinden fazla fiyatlı tıpkısı şekilde satılan, birçok restoranda, sokakta satılan konuşu değeri ve et oranı haddinden fazla erdemli bir istiridyedir. Bir tanesinin tıpkısı apaz büyüklüğünden elan iri oranlarda olabileceği, tıpkı tanesinin içerisinde 40-50 gram ten olabileceği kapasitede amorf taş kadar yapıya eş olan ve şu anda Karadeniz’i bürüme fail aynı türümüzdür” dedi.Prof. Dr. Ziyalı, Pasifik istiridyelerinin zararlı olup olmadığının tespitine müteveccih 2 proje hazırladıklarını kaydetti.