“Depremzede çocuklara yaklaşımda merhamet ve acıma duygusu fark edilmeli” önerisi

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Akademisyen Doç. Dr. Yusuf Öztürk, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen çocuklara merhametli yaklaşımın acıma duygusuna dönüşmesinin keskin olacağını belirtti.

Öztürk, AA muhabirine, çocukların bulunduğu gözyaşı ve gelişimsel düzeyin çok zer olduğunu söyledi.

Yer Sarsıntısı üzere çekinmek yaratan doğal afetlerin arkası sıra çocukların duygulanma düzeyini ve tedavi şekillerini gözyaşı gruplarına bakarak değerlendirdiklerini anlatan Öztürk, ekol öncesi, ekol dönemi ve ergenlik çağı çağındakilerin birbirinden ayrımlı tepkiler verebildiğini aktardı.

Öztürk, ekol öncesi çocukların ana gereksinimlerinin hamaset duygusu olduğuna dikkati çekerek, “Olayları kişi fikrî süreçleriyle anlamlandırmaları önemlidir. Henüz egosantrist ve konkre fikriyat hakimdir. Benmerkezci düşünceden kastımız şu; olan bitenin bilcümle kendisiyle münasebetli olabileceğini düşünebilir.” diyerek konuştu.

Çocukların duygularını anlatım edebilmesinin sorunları çözme noktasında önem taşıdığını vurgulayan Öztürk, bu iletişimin konuşarak veya zorlayarak değil, oyun, foto ya dahi davranışsal metotlarla sağlanmasının önemine dikkati çekti.

Öztürk, meslek dönemi çocuklarında ise böğür grubuna giriş ve çevresinde olup bitenlerin bilgisine elan çok maruz kalmasının durumu farklılaştırdığını dile getirdi.

Depremle ilgili bilgiler filtrelenmeli

Bu dönemdeki çocuklara, medya yahut toplumsal medyadaki depremle ilişkin bilgilerin filtrelenerek verilmesi tavsiyesinde bulunan Öztürk, “Hatta mümkünse verilmemeli. Çünkü bu yaş grubundaki çocukların bilişsel yapılanması bu bilgileri kaldırabilecek boyutta olmuyor.” dedi.

Öztürk, hareket korkusunu ya üstelik yaşadıklarını unutabilmesi üzere çocukların okula devamının haddinden fazla yetişkin olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

“Okulun banko rehabilite etme özelliği var. Özellikle hakeza mütehammil süreç yaşandığında tıpkısı önerimiz birlikte gibi olduğu hızda rutinlere ansız benzemek. Çocuğun hayatındaki bildirme kocaman rutinlerden biri üstelik okul. Okul yemeden içmeden öğüt ve tedris sunulan meydan değil, çocukların sosyalleştiği, duygularını paylaştığı, baş ika becerilerini artırdığı, o can süreçlerde birlikte çözüm bulduğu meydan.”

Öğrenciler, öğretmenler ve okul yöneticilerinin, hareket bölgesinden okullarına nakledilen çocuklara yaklaşımları üstüne kırılan davranmaları gerektiğini anlatan Öztürk, şunları anlatım etti:

“Alışılagelen şartlarda okula mevrut kullanılmamış öğrenciye pekâlâ yaklaşılıyorsa depremzede öğrencilere dahi analog yaklaşımda bulunulmalı. Çocuklara ‘depremzede’ deyip ekstrem merhametli yaklaşırken, işin içine acıma duygusunu de ekleyip karşı tarafa zıt format transfer olasılığımız var. Merhametli muamele etmek cebin tarafa haddinden fazla olumlu yansırken, işin içine rahim duygusu girdiğinde bundan incinebilir. Ayrıksı çocuklara zahir koruyucu oluyorsak, mevrut çocuklara, ailelerine birlikte benzer tutumla ve misafirperverlikle yaklaşmayı öneririz.”

Share: