Akşener’e Ağrı Yanan Esnaf: “150-200 Bin Liralık Cıvıltı Borcu Oldu, Dükkanı Devretmeye Çalışıyorum”

Malumat: ÇAĞATAN AKYOL/AMAÇ ŞEYMA CAN – Müşteri: SADIST KARAKULOĞLU

İYİ Parti Umumi Başkanı Meral Akşener’in İstanbul’un Çekmeköy ilçesinde ziyaret ettiği bire bir pastaneci, “Burası bir fabrika değil, aşağı benzeri pres, klimayı birlikte açamıyorum, 50 bin teklik cümbüş faturası geliyor. Bu elektriğe mevrut bindirim, suya mevrut bindirim, tabii gaza gelen bindirim nereye gidiyor? Benim şu anda dükkanım ilanda. Ben üstelik devretmeye çalışıyorum, altından kalkamıyorum. Şimdi devredeceğiz, araç, 150-200 bin liralık neşelilik borcu oldu. Adamlar geliyor, ‘Keseceğim’ diyor ya… Intihap gelsin diyerek bekliyoruz, yapacak başka bir şey kalmadı” dedi.

Meral Akşener, zaman İstanbul’un Çekmeköy ilçesinde, İYİ Fırka İstanbul İl Başkanı Buğur Kavuncu ve milletvekilleriyle birlikte esnafı musahabe etti.

“BALABAN BİR SIKINTI VAR. UCU UCUNA GEÇİNİYORUZ”

Akşener, girdiği benzeri uygulayım bilimi mağazasında, yaymaca fethetmek üzere değil insanların derdini uymak için geldiğini belirterek işlerin elbet olduğunu sordu. Mağaza müdürü, geçinemediklerini belirterek şöyle konuştu:

“Şu dakika biliyorsunuz, ülkemizde süfli iri bir sıklet var. Vaktiyle mahsulat haddinden fazla uygundu. Şu an insanların alma gücü basit haddinden fazla düştü, insanlar haddinden fazla zorlanıyor. Tıpkısı şekilde biz de aile geçindiriyoruz biliyorsunuz. Bundan etraf büyük ayrımsız tartı var. Ucu ucuna geçiniyoruz. Zira bozukluk? Üç çıngı çocuğum var, hanay pahalılığı var, gıdalar çok fiyatlı. Bugün markete gittiğiniz ant eskiden 50 liraya, 100 liraya büyüklüğünde poşetleri doldurabiliyordunuz. Şu zaman imkansız. İki çıngı yayın alıyorsun, 80-100 lira veriyorsun. Bu, pazarda üstelik bir şekilde, bütün biliyor. Bugün makine sektörü olsun, karı sektörü olsun şu an fiyatlar çok fahiş. Şu dakika insanlar elan ev alamaz. Evi ki alıyor biliyor musunuz? Evini satıp yeni biricik düz alıyor. Normal vatandaş ocak alamıyor şu anda.”

“BU DURUMDA BALA BEĞENMEK İSTEMİYORUM”

Mağaza çalışanlarından biri, iktisadi sıkıntılardan ekolojik ortam yavru sahibi kalkışmak istemediğini belirterek, “Tığ da tahakküm zoruna yetiriyoruz. Çocuğum namevcut, düşünmüyorum. Bundan Sonra düşünmüyorum. Yani bu durumda bala yazmak istemiyorum. Elbet bakacağım? Ev bizim, çokça şükür birçok yıl evvel kabul etmek kader oldu amma demincek olsa güncel imkanlarla asla alamam” dedi.

Akşener bile “Maaş geliri 50 bin liralık olan bir ocak, bugün ev hayali kuramaz” diye bedel verdi.

“İRAN’DAN GELENLER ÜRÜNLERİ BEDAVA GİBİ ALIYOR”

Mağaza müdürü, “Tığ burada esnafız. İnanın İran’dan gelenler, Katar’dan gelenler bizim TL’mizi ezip geçiyor. Buradaki ürünleri caba kabil alıyorlar, görüyorsunuz. Bunun haricinde, Rize Kalkandereliyim, çayım üstelik var, o dahi yetmiyor bana. Evime üç mahiye giriyor, bak içtenlikle söylüyorum, gerçekten paranın değeri bulunmayan” diye konuştu.

“EŞ AHIZ HAYALİ BİLE KURAMIYORUM”

Bir ayrıksı müteharrik ise “Evliyim, iki can çalışıyoruz, çocuğum var, 12 yaşında. Amma maatteessüf sülale kabul etme hayali dahi kuramıyorum. Karı kabul etme düşüncemiz birlikte yok şu anda ve biz alışılagelen kirayı birlikte ödemiyorken şu dakika amacıyla haddinden fazla ağırlık. Tanrı yardımcınız olsun” dedi.

“HUSUSIYET SİSTEMİNDEN, KADIN CİNAYETLERİNDEN, MÜLTECİLERDEN RAHATSIZIM”

Salon müdürü, ünsiyet sisteminden ve mültecilerden birlikte rahatsız olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“Hukuk sistemini tek beğenmiyorum. Bu zamanda herif çivilemek çok yalın kat. Herkeste silah var. Birine tıpkısı husus dediğin ahit lahzada seni cebe çıkarıp vurabiliyor, kayırıcı kapıdan iki dakikada çıkabiliyorlar. Karı cinayetleri, adam ölümleri çok tehlike bir şekilde arttı doğrusu. Bir de sığınmacı üstüne ben birlikte rahatsızım. Zira biliyorsunuz insanlar buraya dolduğu devir bu kiralar arttı. Rastgele özdek karmakarışık oldu. Çünkü yetmiyor, arzu fazlalaştı, bunlara bire bir hal olması lazım. Her öğür üzere konuşuyorum, sizin üzere değil, seçkin zaman eş seçme zamanı değil. Muhtemelen partiler tıpkısı yere geldiği ahit on paralık kimseyi tanımıyor. İnsanların hepsi, çıkar uğruna bazılarının peşinden gidiyor. Ego isterim ki hani bu yöneticilerimiz, üsttekiler, vatandaşların temas antlaşma sesini dinlesin, seçkin ant koruyucu olsun.”

Meral Akşener üstelik mağaza müdürüne şu sözlerle bedel verdi:

“Oyunuzu nadir hale getirirseniz, -bak kendim üzere söylemiyorum, hepimiz üzere söylüyorum- o antlaşma tümce buraya gelip ‘cici’ yapar. Ama gine söylüyorum; manevi mevzular üzerinden, şuculuklar-buculuklar üzerinden şayet taraflaşırsa insanlar, çırak çıkıyor. Onu anlatmaya çalışıyorum. Deminden ben buraya münasebet geldim? Sizin müşterileriniz velinimet, bu örneği seçmen üzere hatırlatıyorum. Ürünleri sanayici üretiyor, onun işçileri var. Amma siz satıyorsunuz, siz olmasanız kimin elinde kalacak? Etçi dükkanına gireyim, besicinin ürettiğini satıyor. Deminden şu dükkanda üç aileye istihdam yaratıyorsunuz. Bire Bir; satıyorsunuz. İki; müşteriye hizmet veriyorsunuz. Üç; istihdam yaratıyorsunuz. Bizim emsal almamız gereken düz burası. Onun amacıyla buradayım. Bu kız, ‘Çocuk yapmayı düşünmüyorum’ dedi, nedeniyle bu bire bir sonuç. Demin bu sonucun ortadan kalkabilmesi üzere yapılması gerekenler var. Biz birlikte siyasetçiler üstelik onlar üzerinden rakiplik edebilirsek siz kazanıyorsunuz o devir.”

“DÜKKAN TAMTAKIR, KİMSE GELMİYOR”

Ardından benzeri kebapçıya giren Akşener, “İşler pekâlâ” sorusuna işletmeciden şu yanıtı aldı:

“Tamtakir, bu saat olmasına rağmen. Porsiyonlar 2,5 sene ilk 36 liraydı, deminden 60 liralık yaptık biz. Temas yerde 80. Banyo kebabının tanesini 30 liraya veriyoruz. Normalde 17-18 liraydı. İlk satışımızda 9 liraydı. Kimse birlikte gelmiyor zaten. 12-13 sevimli çalışıyorduk, şimdi 6 birey çalışıyor. Kenarda de benzeri özdek kalmadı, o dahi vallahi kalmadı.”

“150-200 BİN TL ELEKTRİK BORCUM VAR, DÜKKANI DEVREDECEĞİM”

Elektik borcundan çevre dükkanını devredeceğini belirten tıpkı pastaneci ise Türkiye’üstelik ticaret yapmanın daha çok çok pres olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Şu sonuç altı ay, tıpkısı sene içerisinde kurumlara mevrut zamlar, olmamış maddeye mevrut zamlar… Imdi tezgahın bu marifetiyle müşteriye aynı özdek söylemeye da utanıyoruz. Elektriği ödeyemiyoruz, doğal gazı ödeyemiyoruz. Burası bir fabrika değil, tezyifkâr aynı pres, klimayı de açamıyorum, 50 bin lira hayatiyet faturası geliyor. Bu elektriğe mevrut zam, suya mevrut bindirim, katıksız gaza gelen bindirim nereye gidiyor? Benim şu anda dükkanım ilanda. Ben bile devretmeye çalışıyorum, altından kalkamıyorum. Ailecek çalışıyoruz; kardeşim, eşim var. Demincek devredeceğiz, araç, 150-200 bin liralık neşelilik borcu oldu. Adamlar geliyor, ‘Keseceğim’ diyor evet.

“SEÇİM GELSİN DİYE BEKLİYORUZ, YAPACAK BİR MADDE YOK”

Türkiye’de bu kadar barajlar yapıldığı söyleniyor, bu büyüklüğünde her tarafta pervaneler dönüyor. Biz bibi pekâlâ dışarıdan hareketlilik alıyoruz? Sebep elektriğe bu büyüklüğünde fazla mülk ödüyoruz? Neden natürel gaza bu kadar çok? Yani ben anlayamıyorum, bu ülke nereye gidiyor? Seçim gelsin diye niteleyerek bekliyoruz, yapacak eksantrik tıpkı şey kalmadı.”



Share: